2023 yılı, tarım sektörü açısından zorlu bir yıl olarak hatırlanacak. Sonbaharın sonlarına yaklaşırken, beklenmedik bir soğuk hava akımı ile meydana gelen don olayı, birçok çiftçinin yüzünü güldürme hayalini bir anda kararttı. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yaşanan bu olumsuz hava koşulları, tarımsal üretimde büyük kayıplara neden oldu. Özellikle, elma gibi hassas ürünlerin yetiştirilmesinde olumsuz etkiler yaratan don, çiftçilerin yıl boyunca emek verdikleri tarlalarındaki ürünlerini heba etti.
Çiftçiler, yıllardır süregelen zorlu mücadelenin ardından bu yıl iyi bir hasat almayı umut ediyorlardı. Ancak, şiddetli don, meyve ağaçlarının çiçeklenme dönemine denk geldiği için, meyve tomurcuklarının aniden donarak zarar görmesine yol açtı. Özellikle elma üretimi yapılan Amasya, Isparta ve Niğde gibi bölgelerde, don nedeniyle hasat alınamayan ağaçlar, çiftçilerin yıllık gelirlerini de tehdit etti. İşte bu şartlarda, Amasya'daki bir çiftçi, bahçesinde sadece bir tane elma yetiştirebildi. Ancak bu elma, kayıtlarına geçtiği kadarıyla “çürük” olarak nitelendirildi.
Çiftçi Halit Yılmaz, yılın bahar aylarında yaptığı fidelemelerle birlikte, elma bağlarından umutla hasat bekliyordu. Don olayının ardından, elmaların hemen hemen hepsinin döküldüğünü bildirerek, yalnızca bir çürük elma bulabildiğini belirtti. Yılmaz, “Yılın başında her şey çok umuyorduk ama doğa bu hayalleri bir nefeste yok etti. Sadece bir çürük elmam var, onu da ne yapacağımı bilemiyorum” dedi. Bu durum, çiftçilerin yaşadığı zor koşulları ve emeklerinin boşa gidişini gözler önüne seriyor.
Çiftçilerin yaşadığı bu olumsuz durum elbette sadece Amasya ile sınırlı değil. Türkiye genelinde birçok tarım ürününde benzer sorunlar yaşandı. Üreticilerin maruz kaldığı bu tür iklim olayları, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Uzmanlar, tarım sektörünün bu tür olumsuz hava olaylarına daha dayanıklı hale gelmesi için çeşitli destek programlarının devreye girmesi gerektiğinde ısrar ediyor. Çiftçilerin yenilikçi tarım teknikleri ve iklim odaklı uygulamalar kullanması, ileriki yıllarda bu tür doğal felaketlerle başa çıkmalarını kolaylaştıracak.
Ayrıca, hükümetlerin çiftçiler için geliştireceği destekleme politikalarının yanı sıra, afet sigortalarının önemi de büyüktür. Don olaylarının yarattığı zararın karşılanabilmesi için, çiftçilerin bu tür sigorta ürünlerine yönelmesi sağlanmalıdır. Yine de yaşanan bu sıkıntılar, çiftçilerin daha dayanıklı ve sürdürülebilir tarım yöntemlerine adapte olmalarını gerektirmektedir.
Yüzyılın bu don olayı, sadece meyve ağaçlarını değil, çiftçilerin gelecek hayallerini de vurmuş durumda. Elma gibi değerli bir ürünün yalnızca bir çürük ile biterken, çiftçilerin emeklerinin havada kalması, tarım sektöründe alarm zilleri çalmaya devam ediyor. Bu tür hava koşullarına karşı alınacak önlemler, gelecekte yenilikçi çözümlerle desteklenmelidir. Çünkü doğanın öngörülemezliği, çiftçilerin yaşamını her daim tehlikede tutmakta ve bu durum, Türkiye'nin tarımsal kalkınmasına da doğrudan etki etmektedir.
Sonuç olarak, yıllık hasat döngüsünün zedelenmesi ve sadece bir çürük elma ile tamamlanması, Türkiye’nin tarımsal sürdürülebilirliği açısından ciddi bir sinyal olarak algılamak gerekiyor. Ç çiftçilerin desteklenmesi ve iklim olaylarına karşı hazırlıklı şekilde hareket edilmesi, elma gibi tarım ürünlerinde yaşanan bu tür kayıpların önüne geçebilir. Bu yılın donu, tarım sektöründe köklü değişimlerin sinyallerini veriyor ve tarımın geleceği için daha sağlam adımlar atılması gerekliliği her zamankinden daha fazla anlaşılır oldu.