Ramazan ayı, zengin kültürü ve gelenekleri ile Türkiye’de her yıl coşkuyla kutlanmaktadır. Bu kutlamaların en özel unsurlarından biri ise hiç kuşkusuz Ramazan davulcularıdır. Gece yarısı sokaklarda yankılanan davul sesleri, hem sahur vaktinin geldiğini haber verir hem de Ramazan ayının manevi atmosferini pekiştirir. 2023 Ramazanı'nda ise Türkiye, minik bir davulcunun hikayesi ile dolup taşıyor. 10 yaşındaki Furkan Çelik, hem yaşına hem de boyuna göre dev bir iş çıkartarak dikkatleri üzerine çekiyor.
Furkan, İstanbul’un en kalabalık mahallelerinden birinde yaşayan, 10 yaşında bir çocuk. Ailesinin geleneği olarak duyduğu davul sesi, ona küçük yaşta büyük bir tutku kazandırdı. Çocukluğunun ilk yıllarından itibaren, babasının Ramazan ayında davul çaldığı anları izleyerek büyüyen Furkan, bu geleneği devam ettirmek için elinden geleni yapmaya karar verdi. 5 yaşında eline ilk davulunu alan Furkan, kısa sürede çevresindekilerin dikkatini çekmeyi başardı.
Furkan, sadece bir Ramazan davulcusu olarak değil, aynı zamanda genç yaşta bu kültürün taşıyıcısı olma misyonuyla hareket ettiğini vurguluyor. “Her Ramazan, bahar gibi gelir. Davulum, Ramazan’ın habercisi ve ben de bu güzel geleneği sürdürmek istiyorum,” diyor. Minik davulcunun hayali ise, bir gün Ramazan’a özel bir konser vererek daha fazla insana ulaşmak.
Furkan'ın bu yolda attığı adımlar, ailesinin desteği ile daha da güçlendi. Babası, ona hem davul çalma tekniklerini öğretti hem de Ramazan’dan sonra bile müzikle iç içe olmasını sağladı. Annesi ise, Furkan’a her zaman moral ve motivasyon kaynağı oldu. “Onun bu tutkusunu görünce, elimden gelen her şeyi yapmak istedim. Her akşam saat on iki gibi o sokaklarda davul çaldığında, tüm mahalle atmosferi değişiyor,” diyor annesi.
Mahalle sakinleri de Furkan’ın yeteneğini takdirle karşılıyor. Özellikle sahur saatlerinde, sokaklardan yükselen davul sesleri, komşuların evlerine huzur getiriyor. “Furkan davul çaldığında, uyandırıldığına ağlamak yerine gülerek uyanıyorum,” diyen bir komşusu, onun bu geleneksel aktiviteyi yaşatmasının önemine dikkat çekiyor. Minik davulcunun, Ramazan ayındaki performansları, yerel basında da kendine yer buluyor, bu da onun sevinç kaynağı oluyor.
Furkan, tüm bu olumlu geri dönüşlerden dolayı çok mutlu. “Ben sadece davul çalıyorum ama insanlar beni çok seviyor. Onların sevgi dolu bakışlarıyla yeni bir enerji buluyorum,” diyor. Özellikle çocuklarla iç içe olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiriyor. Mahalledeki çocuklarla oyun oynayıp, birlikte şarkılar söylemeyi de ihmal etmiyor.
Hayalleri giderek büyüyen Furkan, Ramazan müzik festivaline katılmayı da planlıyor. Küçük yaşına rağmen sahne heyecanını şimdiden hissediyor. “Festivalde başta ben olmak üzere birçok arkadaşım sahne alacak. Şimdiden prova yapıyoruz. Herkesin beni izlemesini ve destek vermesini istiyorum,” diyor. Furkan, bu hayalini gerçekleştirmek için sıkı bir çalışma yürütüyor.
Minik Ramazan davulcusunun hikayesi, sadece bir çocuğun tutkusunu değil, aynı zamanda bir geleneğin nasıl yaşatıldığını gözler önüne seriyor. Onun hikayesi, çocukların hayallerinin peşinden koşması gerektiğini, her yaşta tutkularına sahip çıkmalarının önemini vurguluyor. Furkan gibi küçük ama kararlı gençlerin, kültürümüzü ve geleneğimizi yaşatması oldukça kıymetli.
Ramazan ayı boyunca, Furkan’ın yüreği kadar sesi de sokakları doldurmaya devam edecek. “Her akşam biraz daha güçleniyorum. Umarım bir gün daha büyük salonlarda sahne alabilirim,” diyerek hayallerinden bahsediyor. Türkiye’nin en küçük Ramazan davulcusu Furkan’ın hikayesi, sokaklarda yankılanmaya devam ederken, onun genç kalbi bir yandan da geleceğe umutla bakıyor.