Türk edebiyatının en özgün isimlerinden biri olan Melih Cevdet Anday, Garip Akımı’nın son temsilcisi olarak modern Türk şiirinde önemli bir iz bıraktı. 1940’lı yıllarda Orhan Veli Kanık ve Oktay Rifat ile birlikte Garip Akımı’nı başlatan Anday, şiire yenilikçi bir soluk getirdi. Geleneksel şiir anlayışını reddeden bu akım, günlük yaşamın sıradanlıklarını, insanın iç dünyasını ve toplumla ilişkisini sade bir dille anlatmayı hedefliyordu.
Melih Cevdet Anday, Garip Akımı’nın temel prensiplerinden uzaklaşmadan şiirlerinde hem bireysel hem de evrensel konuları işledi. Şairin, “Rahatı Kaçan Ağaç” ve “Telgrafhane” gibi eserleri, toplumun farklı kesimlerine ayna tutarak döneminin sosyal ve kültürel dinamiklerini yansıttı. Anday’ın dildeki sadeliği, ironik anlatımı ve gündelik hayata dair gözlemleri, şiirlerinin temel yapı taşlarını oluşturdu.
Anday’ın edebi kariyeri boyunca tiyatro oyunları, denemeler ve romanlarla da ilgilendiği biliniyor. Şiirindeki yenilikçi yaklaşımını diğer türlerde de sürdüren Anday, yazın dünyasında çok yönlü bir sanatçı olarak tanındı. Türk edebiyatını uluslararası arenada temsil eden ender şairlerden biri olan Anday’ın eserleri birçok dile çevrildi.
Edebiyat eleştirmenleri, Anday’ı yalnızca Garip Akımı’nın bir üyesi olarak değil, aynı zamanda modern Türk edebiyatının en özgün ve entelektüel şairlerinden biri olarak değerlendiriyor. 2002 yılında hayata veda eden Melih Cevdet Anday, eserleriyle Türk edebiyatında ölümsüzleşmiş bir isim olarak anılmaya devam ediyor.