Son dönemlerde televizyon ekranlarında yaşanan olaylar, izleyicileri hem şaşırtıyor hem de düşündürüyor. Geçtiğimiz günlerde, bir canlı yayında yaşanan skandal, izleyenler üzerinde büyük bir etki yarattı. Bir kişi, evinin altında mezar açtığını ve burada gerçekleştirdiği ritüellerle insanlara tedavi ettiğini iddia etti. Bu durumu öğrenen izleyiciler, hem hayret kaldı hem de büyük tepki gösterdi. Türkiye'nin dört bir yanındaki izleyiciler, olayın ne denli gerçek dışı olduğu hakkında yorumlar yaparken, bu durum medyada çarpıcı başlıkların da konusu haline geldi.
Canlı yayındaki olay, izleyiciler tarafından ilk başta bir şaka olarak algılansa da kısa sürede durumun ciddiyeti anlaşıldı. Konuk olan şahıs, “Ben burada insanları iyileştiriyorum. Mezarlığı açarak onların ruhlarını serbest bırakıyorum” gibi ifadelerde bulundu. Bu açıklamalar, stüdyodaki sunucu ve diğer konukların içinde bulunduğu şok edici durumun temel sebebiydi. Bütün Türkiye, bu kişinin ne kadar sağduyudan yoksun olduğunu anlamıştı. Programın yayını esnasında sosyal medyada da büyük bir yankı uyandıran görüntüler, izleyicilerin tepkisini çekti. Birçok sosyal medya kullanıcısı, durumu eleştiren mesajlar paylaştı.
Televizyon programından kısa süre sonra, olay sosyal medyada hızla yayılarak eleştirilerin hedefi haline geldi. Birçok kişi, bu tür konuşmaların insanların inançlarını sömürme amaçlı olduğunu savundu. Ayrıca, bu iddiaların halk arasında daha fazla paniğe yol açabileceği ve yanlış anlaşılmalara neden olabileceği öne sürüldü. Uzmanlar, ruhsal rahatsızlıkları radyatör gibi göstererek toplumda stigmalar oluşturmayı amaçlayan bu tip yaklaşımların sağlığı nasıl tehdit edebileceği üzerine yorumlar yaptı.
Halk sağlığı uzmanları da konuyla ilgili açıklamalar yaparak, bu tür hiçbir tedavi yönteminin bilimsel bir doğrulamasının olmadığını ve geleneksel tıbbın yerini alacak bir yaklaşımın kabul görmeyeceğini belirtti. Canlı yayında yaşananların ardından televizyon kanalı, izleyicilerden gelen tepkiler doğrultusunda söz konusu programın tekrarının yapılmayacağını açıkladı. Ancak yine de bu olay, toplumu düşünmeye ve tartışmaya yönlendirdi.
Olayın ardından sosyal medyada açılan hashtag'ler ve yapılan paylaşımlar, infial yaratmaya devam ediyor. Özellikle genç kuşağın bu tür gerçek dışı ve tehlikeli iddialara nasıl tepkiler vereceği merak konusu oldu. Eğitimli bireylerin bile bu tür söylemler karşısında nasıl savunmasız kalabildiği sorgulanırken, toplumda daha fazla bilinçlenme ve eğitici bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, canlı yayında yaşanan bu çilehane skandalı, yalnızca eğlence amacı taşıyan bir programın ötesine geçerek, toplumsal meseleleri gündeme taşıdı. Geleneksel inançlarla modern tıbbın çatıştığı bu noktada, halkın bilinçlenmesi ve eğitilmesi gerektiği gerçeği bir kez daha kendini gösterdi. Gelecekte bu tür olayların yaşanmaması için kamuoyunun ve sağlık otoritelerinin bu konuda daha aktif rol alması gerektiği aşikâr.